Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Program Müdürü Yunus Ulusoy, 14 Eylül 2025 Pazar günü yapılan Kuzey-Ren Vestfalya (KRV) yerel seçim sonuçlarını Almanya’dan Haberler için kaleme aldı. Türkiye kökenlilerin yerel siyasetteki..
Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Program Müdürü Yunus Ulusoy, 14 Eylül 2025 Pazar günü yapılan Kuzey-Ren Vestfalya (KRV) yerel seçim sonuçlarını Almanya’dan Haberler için kaleme aldı.
Türkiye kökenlilerin yerel siyasetteki etkisi
Kuzey Ren-Vestfalya’da (KRV) 2025 yılında gerçekleştirilen yerel seçimler, göçmen kökenli toplulukların siyasal katılımını ve temsil düzeylerini değerlendirmek açısından önemli bulgular sunmaktadır. Türkiye kökenli nüfus, eyaletin en büyük göçmen grubunu oluşturmakta ve demografik ağırlığı ve 60 yıl üzerindeki Almanya geçmişi ve birikimiyle siyasal alanda giderek daha belirgin bir rol üstlenmektedir.
Müstakil şehir meclislerindeki temsil düzeyleri
2020 yılında 67 olan Türk kökenli belediye meclisi üyesi sayısı, 2025 seçimlerinde 73’e yükselmiştir. Bu artış sayısal olarak sınırlı olsa da siyasal katılımda istikrarlı bir yükselişe işaret etmektedir. Özellikle dikkat çekici olan nokta, bağımsız Türk listelerinden seçilen temsilci sayısında (2020’de 15, 2025’te 14) küçük bir azalma yaşanmasına rağmen, ana akım Alman partilerinin listelerinden seçilen Türk kökenli temsilcilerin artış göstermesidir. Bu durum, Türkiye kökenlilerin siyasal sistemle daha fazla bütünleştiğini ortaya koymaktadır.
Ayrıca mevcut seçim sisteminin özelliklerinden biri de artı encümen uygulamasıdır. Artı encümen, bir parti aldığı oy oranına göre hak ettiğinden daha fazla doğrudan encümen kazandığında ortaya çıkar. Örneğin bir partiye oy oranına göre 50 sandalye düşerken 55 doğrudan kazanmışsa, 5 artı sandalyesi olur. Orantılı temsilin bozulmaması için diğer partilere denge sandalyeleri verilir. Bu durum genellikle büyük partilerin lehine sonuçlanmaktadır. Seçimlere katılımın yükselmesi de bağımsız Türk listelerinin meclisteki temsil gücünü etkilemiştir.
Partisel dağılıma bakıldığında, Türkiye kökenli temsilcilerin en yoğun bulunduğu parti SPD’dir (%32,9). Bunu Yeşiller (%15,1) ve Sol Parti (%10,9) izlemektedir. CDU’daki temsil oranı %9,6 düzeyinde kalmış olsa da 2020’deki yerel seçimlere kıyasla artış göstermektedir. Bağımsız Türk listeleri ise hâlen %19,2’lik önemli bir paya sahiptir. Dolayısıyla Türkiye kökenlilerin hem yerleşik partiler aracılığıyla hem de kendi listeleri üzerinden temsil edildiği görülmektedir.
Uyum meclislerinde etkinlik
Uyum meclisleri, yerel düzeyde siyasi katılım için önemli bir platformdur ve özellikle Alman vatandaşı olmayalar için tek politik katılım imkânıdır. 2025 yılı uyum meclisi seçimlerinin sonuçlarına göre, 23 müstakil şehirdeki toplam 374 uyum meclisi üyesinin 131’i Türkiye kökenlidir. Bu, yaklaşık %35’lik bir orana karşılık gelmektedir. Ancak, uyum meclisleri son yıllarda daha çeşitli ve renkli hale gelmiştir, bunun nedeni de seçimlerin yerel seçimlerle paralel olarak yapılmasıdır. Böylece, birçok uyum meclisinde Türkiye kökenli göçmenlerin oranı ilk yıllara kıyasla önemli ölçüde azalmıştır, bu durum burada incelenmeyen birçok bölgesel birliğe bağlı şehirlerde de geçerlidir.
Sonuçlar
Türkiye kökenli kişilerin yerel siyasette yüksek oranda temsil edilmesi, neredeyse 65 yıllık bir göç tarihinin sonucudur. Bu uzun süre, Almanya’da derin kökler salmış bir topluluk ortaya çıkarmış ve bu topluluk nesiller boyunca sadece sayısal değil, toplumsal olarak da giderek daha görünür hale gelmiştir. Zamanla, Almanya’daki Türkiye kökenliler kapsamlı bir sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşüm süreci geçirmiştir. Bugün yerel parlamentolarda aktif olan politikacıların çoğu, kısmen tamamen Almanya’da sosyalleşmiş ikinci veya üçüncü nesil mensuplarıdır. Genç üçüncü nesil, daha bireysel, özgürlüğe odaklı ve ayrımcılığa duyarlı bir yaşam
tarzıyla karakterize edilir; bu da onların siyasi tutumlarını şekillendirir ve aktif olarak katılım gösterme istekliliğini güçlendirir.
Buna ek olarak, diasporada güçlü bir etnik-kültürel kimlik bilinci gelişmiştir ve bu, kolektif eylem ve siyasi mobilizasyon için merkezi bir kaynak oluşturmaktadır – bu durum, Türkiye kökenli Kürt göçmenlerde de görülebilir. Türkiye kökenli toplumun demografik büyüklüğüyle siyasete katılım daha da güçlenmekte ve onları yerel düzeyde önemli bir siyasi aktör haline getirmektedir. Buna ek olarak, on yıllar boyunca gelişen STK’lar, dernekler ve medya ağları, sadece sivil toplum katılımının platformları olarak hizmet etmekle kalmayıp, aynı zamanda siyasi iletişim ve çıkarların temsilinde de önemli kanallar olarak işlev görmektedir.
Tüm bunlar, Türkiye kökenli nüfusun, göçmen kökenli nüfus içindeki payı azalsa bile, önümüzdeki yıllarda da yerel siyasette artan bir etki uygulayacağını göstermektedir. Bu gelişme, hem entegrasyon politikası hem de siyasi katılım açısından, gelecekteki yerel seçimlerde Kuzey Ren-Vestfalya’da daha da belirgin hale gelecek olan dikkate değer bir değişimin işaretidir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.